In this work, one dimensional Burgers equation and coupled Burgers equation are solved via Homotopy perturbation method (HPM). Solutions two and three-dimensional graphics and tables of some obtained results are constructed with the help of the computational program in the Wolfram Mathematica. All the solutions found in this study validate the efficiency of the method. According to the results, we have found out that our gained solutions convergence very speedily to the analytical solutions. In conclusion, we can say that the present method can also be applied for the solutions of a wide range of nonlinear problems.

Benzimidazoles, an important member of the N-heterocyclic carbenes family, draw attention to their catalytic properties as well as their pharmaceutical activity. Since these molecules are relatively easy to synthesize and derivatize, they are frequently used in the synthesis of species with desired properties and metal complexes of these species. The interactions of these kinds of pharmaceutical molecules with the tissue and blood components are important. The interaction of the bioactive species with serum albumin, which is one of the most important proteins in the blood, is a frequently studied subject and Bovine Serum Albumin is frequently used in these researches. In-silico methods provide many advantages and give important insights before experimental procedures. In this study, two novel benzimidazolium salts were synthesized and characterized. After the structural analysis of the molecules was analyzed by DFT-based calculation methods, the reactivities of the molecules were also examined with Global Reactivity Descriptors. In addition, the interactions of molecules with Bovine Serum Albumin were analyzed by molecular docking methods.

Bu çalisma, 2020 yili vegetasyon devresinde Mardin’in Midyat yöresinde üretici baginda gerçeklestirilmistir. Çalismada, yaz budamasi veya salamura amaçli olarak yaprak alma sikliginin asma gelisimi, verim ve bazi tane özellikleri üzerine etkisini belirlemek amaçlanmistir. Yöresel Mazrone üzüm çesidinde yapilan çalismada, çiçeklenmeden sonra ilk yapraklar hasat edilmis, 7-10 gün araliklarla bag bozumuna kadar sürgünde uçtan itibaren 2/3 büyüklüge ulasan 4. 5. ve 6. yapraklar toplanirken salkimlarin üst kismindaki 2 yaprakla biçim, renk ve bütünlügünü yitirmis yapraklar alinmamistir. Yapilan analizlerde üzüm verimi 10.4-12.0 kg/omca, budama artigi 2.17-5.10 kg/omca, salkim agirligi 3.54-3.90 g, tane agirligi 2.13-2.56, sirada SÇKM %16.0-18.5, toplam asitlik 4.9-5.3 g/l, pH 2.02-2-10, sira randimani %65.0-66.5 olarak saptanmis olmakla beraber uygulamalar arasinda istatistiki olarak fark bulunmamistir. Ancak benzeri baska çalismalarda verim, kalite ve gelismede önemli farklarin olusmasi, bu sonuçlarin ortaya çikmasinda çesit ve ekoloji yaninda bakim islemlerinin de etkili olabilecegini göstermektedir.

Lamiaceae familyasi üyelerinden olan Salvia cinsi tibbi ve aromatik olarak önemli bir cinstir. Ülkemizde yetisen ve Anadolu adaçayi olarak isimlendirilen Salvia fruticosa Mill. türünün uçucu yag içeriginin diger türlere göre daha yüksek olmasi, dogadan toplanarak ticaretinin yapilmasina ve ekonomik degerinin artmasina neden olmaktadir. Bu çalismada Salvia fruticosa tohumlarinin 1/10 Murashige-Skoog (MS) (1962) besin ortaminda çimlendirilmesi ile in vitro kültürlerde yararlanmak üzere aseptik fide elde edilmesi arastirilmistir. Kültür öncesi tohumlar %70 etil alkole 2 dakika batirilmis ve takiben NaOCl (klor), H2O2 (oksidan) ve H2SO4 (asit) ile muamele edilmistir. Bu tohumlar üç gruba ayrilmis: 1. ve 2. grup tohumlara soguk uygulamasi yapilmamis, 3. gruba soguk uygulamasi yapilmistir. 1. grup tohumlar 1 hafta karanligi takiben fotoperiyodik kosullara alinirken; 2. ve 3. gruptaki tohumlar fotoperiyodik kosulda tutulmuslardir. En yüksek çimlenme %50’dir ve 3 dakika %30-31 H2O2 ile yüzeysel sterilizasyonu yapilmis tohumlarin karanligi takiben fotoperiyodik kosuldaki kültüründen elde edilmistir. Ayni kosuldaki tohumlarin filtre kâgidi üzerindeki çimlenme testinde (kontrol) ise çimlenme %48 olmustur. Soguk uygulama yapilan ve fotoperiyodik kosulda tutulan tohumlarda ise enfeksiyon, düsük gözlenmistir. Sonuç olarak, Salvia fruticosa’nin farkli amaca yönelik in vitro kültürlerinde eksplant olarak kullanilabilecek steril fidelerin üretimi için en yüksek çimlenme yüzdesini (%50) veren H2O2’nin kullanildigi prosedür uygulanabilir özelliktedir.

Çay (Camellia sinensis) ülkemizde ve dünyada en popüler içeceklerden biridir. Çay gibi dogal gida materyalleri ve özellikle gida katki maddesi olarak alüminyum (Al) bilesiklerini içeren gidalar halk için Al maruziyetinin ana yolunu temsil eder. Bu arastirmanin amaci; Dogu Karadeniz bölgesinde yaygin olarak üretilen bazi çay marka ve çesitlerinin toplam ve infüze Al ve potansiyel toksik agirmetal (Pb,Cr,Co,Ni ve Cd) içeriginin belirlenmesidir. Bu amaçla, 54 farkli siyah çay örnegi toplanmistir. Toplam alüminyum içerikleri ve potansiyel toksik agirmetaller nitrik-perklorik asitle yas yakma sonucu edilen çözeltide belirlenmistir. Infüze Al ekstraksiyonu ve analizi; 1 g ögütülmüs siyah çaylara 40 ml destile sicak su eklenmis (20 dak) ve daha sonra berrak süzükte Al konsantrasyonlari belirlenmistir. Sonuç olarak, siyah çaylarin toplam Al içerigi referans araliginda bulunmustur. Ancak, infüzyon ekstraktinda Al, WHO/UE referans degerlerine göre çok yüksek (>0,2 ppm) bulunmustur. Toplam Al’dan % 1.16-1.56 oraninda infüze olmustur. Sicak suda infüze olan çay örneklerinin ince ögütülmüs olmasinin (poset çay) hizli infüzyona sebep olabilecegine ayrica yasli çay yapraklarinin genç yapraklardan daha fazla Al akümüle etmesi nedeniyle, arastirmada yasli yaprak hasat ürünü çay örnekleri kullanilmis olmasi da diger bir olasiliktir. Çay tüketiminde insan bünyesine geçen yüksek Al düzeyinin saglik açisindan uzun metrajli çalismalarla insanlar üzerindeki olasi etkisinin saglik otoriteleri tarafindan degerlendirilmesi gerektigi sonucuna varilmistir. Çay bitkisi örneklerinde, potansiyel toksik diger agir metallar (Cd, Pb, Co, Ni, Cr) açisindan saglik için tehlikeli sinir degerin asilmadigi sonucuna varilmistir.

Bu arastirmada, humik asit ve azotlu gübrelemenin iki farkli marul bitkisinin besin element içerikleri üzerine etkisi incelenmistir. Bu amaçla iki sivi humik asidin 0-400-800-1200 mg kg-1 dozlari ile üre ve amonyum nitrat gübresi uygulanmistir. Çalisma sonuçlarina göre, Model marul çesidinde amonyum nitrat gübre uygulamasi ile humik asidin 800 mg kg-1 dozundan en yüksek yas ve kuru agirlik elde edilirken; Carmesi marul çesidinde üre ve amonyum nitrat gübresi ile humik asidin 800 ve 400 mg kg-1 dozundan elde edilmistir. Bitkinin K içeriginin 800 mg kg-1, Fe içerigi ise 800 ile 1200 mg kg-1 humik asit dozlarina kadar artmistir. Bitkinin toplam N ve nitrat ile Ca, Mn, Zn ve Cu içeriklerinin dozla birlikte genellikle düzenli bir sekilde arttigi; Mg içeriginin düzenli bir sekilde azaldigi tespit edilmistir.

Tarim, yasamin sürdürebilmesi için hayati bir faaliyet alani olmakla birlikte, tarim disi diger sektörlere hammadde saglamasi, milli gelir ve istihdama katkisi nedeniyle de stratejik bir faaliyet alanidir. Teknolojinin hizla gelismesiyle ortaya çikan yeni teknikler veya cihazlarin tarimda kullanilmasi tarimsal uygulamalarin daha kolay ve etkin yapilabilmesini saglamaktadir. Son yillardaki en popüler teknolojik gelismelerden biri olan drone’larin tarimda kullanimi yayginlasmakta ve yeni uygulama alanlarinin da eklenmesiyle daha da popüler hale gelmektedir. Drone’larin popüler olmasi ve tarimda kullanimi, tarim disi farkli disiplinlerden olanlarin da ilgisini çekmektedir. Farkli disiplinlerde olanlarin tarim konusundaki bazi teknik bilgilerinin yetersiz olmasindan dolayi, drone’un tarimda kullanimi ile ilgili yanlis bilgiler veya efektif olmayan kullanimlar da olusabilmektedir. Bu çalismada, drone ve bilesenleri, drone’un avantaj ve dezavantajlari, drone ile kullanilabilen kamera ve sensörler hakkinda bilgiler verilmistir. Daha sonra günümüzde tarimda drone kullanim alanlari örnek uygulamalar ile açiklanmis ve gelecekte tarimda drone kullanimi ile öngörüler sunulmustur. Ayrica drone’un tarimda kullanimi ile bazi yanlis bilgiler ve efektif olmayan kullanimlar hakkinda açiklamalar yapilmistir.